Allah Resulu O’nun için şöyle demiştir;
O yalnız yaşar
Yalnız ölecek
Ve yalnız haşrolunacaktır!
İslam’ın ilk günlerinde İslam’ı kabul eden Ebuzer, Hz. Peygamberin sünnetini yaşamaya çalışan örnek bir sahabedir.
Hz. Ebubekir ve Hz. Ömer dönemlerinde fetihlere katılmış.
Ebuzer, hayatının en tartışmalı ve gergin dönemini halife Hz. Osman döneminde yaşamıştır. Ebuzer, Hz. Osman zamanında Muaviye’nin vali olduğu Şam’a yerleşmiş. Bu dönemde de seferlere katılmaktan geri durmamıştır. Şam’da bulunduğu dönemde de merkezi idarenin ve Vali Muaviye’nin icraatlarını eleştirmekten kaçınmamıştır.
Bu dönemde fetihlerden elde edilen çok büyük ganimetlerden dolayı, servet belirli ellerde toplanmış. Devleti idare eden çevrelerin harcamalarındaki artış, halk arasında birçok tartışmalara sebebiyet vermiştir. Ebuzer de bu eleştirilerde bulunan en önemli ve etkili kişidir. Sahabeler arasında İslam’a ters düşen her uygulamayı korkmadan cesurca ve yüksek sesle dile getirmekte.
Ebuzer, yönetime ve sermayedarlara karşı olan mücadelesine sürekli devam ediyordu. Hz.Peygamber, Hz. Ebubekir ve Hz.Ömer zamanında olduğu gibi servetin tüm halk arasında adaletli bir şekilde bölüşülmesi için mücadele veriyordu. Ebuzer’in uyandırıcı ve inkılapçı propagandaları sarayı titretmiş, Ümeyyeoğulları’nın saltanatını ve nepotizmini sarsacak kıvılcımı ateşlemişti. Fakirler, ellerinden alınan haklarını istiyor, zamanının sermayedarlarını, zenginlerini ve köle tacirlerine karşı mücadele ediyorlardı. Aristokratlar, tehlikenin büyüdüğünü hissedince Muaviye’ye gittiler. Ebuzer’i şikâyet ettiler. Muaviye, Şam’dan yükselen bu zengin aristokratların eteklerini tutuşturan ateşi söndürmeye karar verdi. Muaviye Ebuzer’i çağırttı. Uzun boylu ve çelimsiz Ebuzer, Muaviye’nin huzuruna çıktı.
Muaviye: “Ey Ebuzer, Zenginler senden şikayetçiler. Diyorlar ki sen fakirleri onlara karşı kışkırtıyormuşsun.”
Ebuzer: “Ben onları sermayedarlıktan men ediyorum.”
Muaviye: “Neden?”
Ebuzer: Çünkü Allah şöyle buyuruyor: “Ey inananlar! Hahamlar ve rahiplerin çoğu, insanların mallarını haksızlıkla yerler. Allah yolundan alıkoyarlar. Altın ve gümüşü biriktirip Allah yolunda infak etmeyenlere can yakıcı bir azabı müjdele.” Tevbe,9/34
“Ben bu para babalarını elim bir azapla müjdeliyorum.”
Muaviye: “Bu ayet, Ehl-i Kitab hakkında inmiştir.”
Ebuzer: “Hayır hem bizim için hem onlar için inmiştir.”
Muaviye: “Ben sana bu işleri bırakmanı emrediyorum.”
Ebuzer: “And olsun ki, servet halk arasında adaletli bir şekilde paylaşılmadıkça mücadelem sürecek.”
Muaviye Ebuzer’i saraydan kovdu. Ebuzer doğruca mescide gitti.
Bir müddet sonra müezzin insanları Cuma namazına çağırdı. Muaviye minbere çıkıp halka hitap etti.
“Mal bizim malımızdır, ganimet bizim ganimetimiz. İstediğimize bağışlarız ve istediğimizi mahrum bırakırız.”
Cemaatten biri ayağa kalkarak yüksek sesle şöyle dedi. “Asla! Mal bizim malımızdır ve ganimet bizim ganimetimiz. Her kim bizi ondan mahrum ederse, Allah huzurunda onu kılıçlarımızla yargılarız.”
Ebuzer, sürekli insanları eşitliğe, sınıf farklarının kaldırılmasına ve servetin halk arasında adaletli bir şekilde bölüştürülmesine ve sosyal devlete vurgu yapıyordu.
Muaviye, aynı zamanda Ebuzer’i halife Hz.Osmana şikayet etti. Hz Osman’da Ebuzeri Medine’ye çağırdı. Medine’ye gidince aynı eleştirel tavrını Medine’de Hz. Osman’a karşıda da sürdürdü.
Yine böyle bir gün Ebuzer, büyük bir topluluğa hitap ederken dönemin halifesi Hz. Osman yanına geldi.
Ey Ebuzer! Bu işleri ne zaman bırakacaksın?
Ebuzer: Sefillerin hakları sermayedarlardan alındığı vakit!
Hz. Osman, Ebuzer’e fakirleri zenginlere karşı kışkırtacak ayet ve hadisleri okumaktan sakınmasını istedi.
Sonuçta toplumda en zor eleştirilen merkezi idarelerin, aristokların ve zenginlerin sosyal adaletten uzaklaşmaları, israfları, İslam’a ters düşen yaşam tarzlarını cesaretle eleştirmesi Ebuzer’i Mekke yolu üzerinde bulunan Rebeze köyüne sürgün edilmesine sebebiyet vermiştir.
Hz. Peygamber onun hakkında “Gök kubbenin altında ve yeryüzünün üstünde Ebuzer’den daha doğru sözlü kimse yoktur.”
Ülkemizde de ithalata ve tüketime dayalı uygulanan yanlış ekonomik politikalar nedeniyle toplumda farklı kesimlerde gelir dağılımının derinleştiğini görmekteyiz. Toplam milli gelirin yarısı %20’lik kesime gitmektedir. Bu da sosyal refah, yoksulluk ve eşitsizlik konularıyla yakından ilgilidir. Hükümet en tepedekilerin gelirlerini kısması gerekirken, aksine en alttaki emekli, dar gelirlilerin ve ücretli kesimin gelirlerini kısıyor. Zengin daha da zenginleşirken, fakir daha da fakirleşmektedir. Buda toplumun huzurunu ve ahlakını olumsuz yönde etkilemektedir.
Eleştiri ve eleştiriye tahammülün giderek azaldığı günümüzde yönetim erkine, adaleti, iyiyi ve doğruyu hatırlatacak Ebuzer gibi ihlaslı, onurlu ve cesur kanaat önderlerine her zamankinden fazla ihtiyacımız var.