Türkiye’den Belçika’ya göçlerin çoğunlukla ekonomik ve siyasi sebeplerle gerçekleştiğini gördük.
Türkiye’den Belçika’ya göç edenlerin yaşadıkları sorunların başında dil sorunu ve sosyalleşme güçlükleri gelmektedir. Ayrıca bu sorunlar arasında entegrasyon zorlukları, dil bariyeri, ekonomik sıkıntılar, ayrımcılık ve siyasi kimlik temelli baskılar da yer almaktadır.
Konuştuğumuz bazı göçmenlerden aldığımız bilgiler doğrultusunda;
Kendi ülkelerinin yaşam tarzı ve kültürel yapısından tamamen farklı olan Belçika’nın kültürel yapısına uyum sağlamanın oldukça zaman alıcı ve sancılı geçtiği dile getirildi.
Toplumsal ve sosyolojik yapısına yabancı olunan bir ülkede yeni sosyal çevreler edinmek ve topluma entegre olmak, ortak dili bilmemekle birleşince ciddi psikolojik sorunları da beraberinde getirmektedir. Bu durum aile yapısının değişmesine, aile bağlarının zayıflamasına yol açmaktadır. Özellikle ilk başvurularda kamplarda kalınırken dil ve kültürel farklılıklar kişileri içine kapanık hâle getirip antisosyal bir yapıya bürünmelerine neden olmaktadır. Çünkü iletişimsizlik süreci oldukça zorlaştırmaktadır.
Entegrasyon sorunu, genel olarak göçmenlerin karşılaştığı en büyük zorluklardan biridir.
Resmî dilleri anlamak ve konuşmak, iş bulma ve günlük hayatta iletişim kurma açısından önemli bir engel teşkil etmektedir.
Ortadoğu ülkeleri, Avrupa veya Amerika’dan gelen göçmenlerin İngilizce, Fransızca ya da Almanca bildikleri için iletişimde çok ciddi sorunlar yaşamadıkları; ancak Türkiye’den gelenlerin —istisnalar hariç— yalnızca Türkçe konuştukları ve bu durumun ciddi sıkıntılarla birlikte psikolojik sorunlara yol açtığı görülmüştür.
Oysa ülkemizde yabancı dil dersleri pratik konuşma odaklı verilseydi, Belçika’da ya da farklı bir yabancı ülkede insanlarımız bu kadar zorlanmazdı diye düşünmeden edemiyor insan.
Dil sorunu, hızlı entegrasyonun önünde ciddi bir engel olup eğitimde, çalışma hayatında ve sosyal çevre edinme noktasında göçmenlerin diğerlerinden bir adım geride kalmasına neden olmaktadır.
Belçika’da iş bulmak ve geçimlerini sağlamak, özellikle niteliksiz göçmenler için oldukça zorlayıcı olabilmektedir.
Yerel dilleri bilmemek, iş bulma sürecini daha da güçleştirmektedir. Genellikle hizmet sektörü veya inşaat gibi alanlarda iş bulunmakta ya da bu alanlarda iş kurulabilmektedir (örneğin: fırın, mini market, dönercilik vb.).
Genel olarak göçmenler, kökenleri veya dinleri nedeniyle ayrımcılığa maruz kalabilmektedir.
Bu durum, toplumsal dışlanma ve psikolojik baskılara yol açabilir.
Dini inançların ve ritüellerin farklılığı (helal–haram olgusu, ibadethane farklılığı vb.) ile kültürel farklılıklar da zaman zaman dışlanma gerekçesi olabilmektedir.
Türkiye’deki siyasi durum ve kimlikle ilgili yaşanan sorunlar, göçmenlerin kimliklerini ve siyasi görüşlerini Belçika’da ifade etmelerini zorlaştırabilmektedir.