HÜDA PAR Sözcüsü ve Batman Milletvekili Serkan Ramanlı, Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde (TBMM) gerçekleştirdiği basın toplantısında, ekonomi, aile yapısı ve dijitalleşmenin etkileri üzerine önemli açıklamalarda bulundu.
Vatandaşların giderek artan borç yüküyle mücadele ettiğini belirten Ramanlı, kredi kartı ve bireysel kredilere uygulanan yüksek faizlerin vatandaşları ekonomik olarak zor durumda bıraktığını ifade etti.
Ramanlı, son bir yılda bireysel kredi borçlarının %48 artış göstererek 5,1 trilyon lirayı aştığını belirtti. Kredi kullanan kişi sayısının da hızla arttığını söyleyen Ramanlı, “Her iki vatandaştan biri finans kuruluşlarına borçlu durumda. Ortalama borç miktarı 120 bin lirayı geçmiş durumda. Bu sürdürülebilir bir sistem değil” dedi.
Bankaların, bireylerin gelir düzeyinin çok üzerinde kredi ve kart limiti tanımladığını vurgulayan Ramanlı, ödeme güçlüğü çeken milyonlarca vatandaşın sadece asgari tutarları bile ödeyemediğine dikkat çekti. Ramanlı, “Vatandaşın üzerindeki faiz yükü kaldırılmalı, borçlar gelirle orantılı yapılandırılmalı” dedi.
Ekonomik sistemin borçlanma üzerine kurulu yapısının hem bireyleri hem özel sektörü olumsuz etkilediğini söyleyen Ramanlı, “Finans kurumlarının kredi politikaları sıkı denetim altına alınmalı, faiz yerine üretimi merkeze alan bir sistem kurulmalıdır” ifadelerini kullandı.
Basın toplantısında aile kurumunun karşı karşıya olduğu tehditlere de değinen Ramanlı, evlilik oranlarının düşmesi ve boşanma oranlarının artmasının toplumsal yapıyı zayıflattığını belirtti. 2024 yılında 187.343 çiftin boşandığını ifade eden Ramanlı, “Sapkın akımlar aileyi doğrudan hedef alıyor. Bu nedenle, aile yapısını tehdit eden ideolojik akımlar ve içeriklerle etkin mücadele edilmelidir” şeklinde konuştu.
HÜDA PAR olarak bu doğrultuda hazırladıkları yasa teklifinin TBMM’de bir an önce görüşülmesi gerektiğini belirten Ramanlı, toplumun temel direği olan ailenin korunmasının geleceğin teminatı olduğunu söyledi.
Çalışma saatlerinin Cuma namazı ile çakışması durumunda yaşanan sorunlara değinen Ramanlı, kamu ve özel sektör çalışanlarının ibadet özgürlüğünü kullanabilmeleri için yasal bir düzenleme gerektiğini vurguladı. Meclis’e sundukları teklifin hala gündeme alınmadığını belirterek, ibadet özgürlüğünün anayasal bir hak olduğunun altını çizdi.
Sosyal medyanın denetimsiz kullanımı sonucu özellikle gençler arasında dikkat dağınıklığı, manevi boşluk ve kimlik bunalımı gibi sorunların yaygınlaştığını söyleyen Ramanlı, dijital bağımlılıkla mücadelede devletin daha aktif bir rol üstlenmesi gerektiğini ifade etti.
Ramanlı, “Aileler, çocuklarının ekran süresini denetlemeli, eğitim kurumları dijital farkındalığı artırmalı, devlet ise sosyal medya platformlarını etkin şekilde denetlemelidir” dedi.
Teknolojinin insanı esir almaması gerektiğini vurgulayan Ramanlı, toplumsal değerlerin korunmasını esas alan bir dijital kültür inşasının şart olduğunu belirtti.