Batman’da faaliyet yürüten sivil toplum kuruluşları, Gazze’de yaşanan insanlık felaketine dikkat çekmek amacıyla kitlesel bir basın açıklaması düzenledi.
“Gazze Ölüyor, Ayağa Kalk!” temasıyla gerçekleştirilen açıklamada, işgalci İsrail’in saldırıları kınanarak, uluslararası toplum acilen harekete geçmeye davet edildi.
Batman’daki birçok sivil toplum kuruluşu, Gazze’deki soykırım ve insanlık dışı uygulamalara karşı farkındalık oluşturmak ve kamuoyunu bilgilendirmek amacıyla Gülistan Caddesi üzerinde toplandı. Kalabalık bir katılımın olduğu programda, siyonist işgal rejimi protesto edildi, katılımcılar tekbirlerle Gazze’ye destek verdi.
“Gazze Ölüyor, Ayağa Kalk!” temalı basın açıklaması, Kur’an-ı Kerim tilaveti ile başladı. Ardından STK’lar adına basın açıklamasını Musab Baran okudu.
Baran, açıklamasında İsrail’in Gazze’ye yönelik saldırılarında bugüne kadar 50 binden fazla sivilin şehit olduğunu, 115 binden fazlasının ise yaralandığını ya da sakat kaldığını belirtti. Hayatını kaybeden sivillerin büyük kısmının kadınlar, çocuklar, yaşlılar, sağlık çalışanları ve gazeteciler olduğuna dikkat çekti.
Açıklamada, Gazze’de altyapının tamamen çöktüğü, hastanelerin, ibadethanelerin ve su altyapısının bombalandığı vurgulandı. Bölgede halkın ağır bir açlıkla mücadele ettiği kaydedildi.
Sivil toplum kuruluşları, uluslararası camianın ve özellikle İslam ülkelerinin liderlerinin sessizliğine tepki göstererek, zulme karşı somut adımlar atılması gerektiğini vurguladı. İsrail’e karşı diplomatik, ekonomik ve askeri yaptırımların uygulanması çağrısında bulunuldu.
Musab Baran yaptığı açıklamada, işgalci İsrail’in sadece bombalarla değil, aynı zamanda gıda ve temel ihtiyaçları engelleyerek bir soykırım gerçekleştirdiğine dikkat çekti:
“Gazze’ye açılan sınır kapıları abluka altında tutularak insani yardım geçişleri engelleniyor. 2 milyondan fazla insan açlık kriziyle karşı karşıya. Çocuklar açlıktan hayatlarını kaybediyor. Bu, gözlerimizin önünde gerçekleşen bir insanlık suçudur. İsrail, ateşkese ve uluslararası kararlara uymuyor. Ne yazık ki dünya bu duruma alıştı; sessizce izliyor. İsrail için dokunulmazlık zırhı oluşturulmuş; ne ABD, ne Avrupa, ne de Müslüman liderler harekete geçiyor.”
Baran, yardımların tüm engellemelere rağmen ulaştırılmaya çalışıldığını belirtti ancak bunun yeterli olmadığını söyleyerek şu çağrıda bulundu:
“Zulme karşı durmak, sesimizi yükseltmek, unutmamak ve unutturmamak gerekiyor. Vicdan sahibi herkese ve özellikle yöneticilere sesleniyoruz: Gazze ölüyor, sessiz kalmayın. Bu sessizlik gelecekte büyük bir utanç olarak karşımıza çıkacaktır. Bu zulme sessiz kalmak, hiçbir insana yakışmaz. Sokaklara çıkmalı, desteklerimizi sürdürmeliyiz. Direniş hatlarını tahkim etmeli, soykırımı destekleyen markaları boykot ederek siyonizmin damarlarını kesmeliyiz.”
Baran, toplumun her kesimine yönelik çağrısında şu ifadelere yer verdi:
“İsrail malı almazsan ölmezsin, ama alırsan çocukları öldürürler. Bugün bize düşen görev, birlik olup bu zulme karşı durmak. STK’lar ve halk olarak işgale karşı dik durmalıyız. Bu dik duruş, liderlerin de ilişkileri keseceği, gerçek adımlar atacağı bir süreci başlatacaktır. Unutulmamalı ki Gazze yalnızca Müslümanların değil, insanlığın ortak meselesidir. Herkes elinden geleni yapmalı.”
Musab Baran, dünyanın gözü önünde yaşanan bu soykırıma karşı herkesin sorumluluk taşıdığını vurgulayarak şu çağrıyı yaptı:
“Uluslararası kuruluşlar, devletler ve STK’lar derhal harekete geçmeli. İsrail saldırıları bir an önce durdurulmalı, acilen ateşkes sağlanmalıdır. İsrail’in işgal ve cinayetleri, uluslararası hukuk önünde yargılanmalı, dünya vicdanında mahkûm edilmelidir.”
Açıklamasının sonunda Baran şu ifadelere yer verdi:
“İsrail zulmünü her fırsatta dile getiren Cumhurbaşkanımızın daha fazla inisiyatif almasını, artık sözün değil eylemin zamanı olduğunu düşünüyoruz. İslam ülkeleri liderleri, sadece kınamakla yetinmemeli; diplomatik, ekonomik ve askeri adımları gündeme alarak somut yaptırımlarla harekete geçmelidir. 2 milyar Müslüman ve 57 İslam ülkesine rağmen bu vahşet devam ediyorsa, bu önce liderlerin, sonra da tüm Müslümanların ayıbıdır.”
Program, İTTİHADUL ULEMA üyesi Molla Mehmet Ali Altun tarafından yapılan dua ile son buldu.
Kaynak: İLKHA