Bu sadece bir söz değil… Bu, hepimizin yüreğinde yankılanması gereken bir çağrıdır. Çünkü bu mesele, artık sadece birkaç gencin değil; hepimizin, bütün bir toplumun meselesidir.
Bugün ülkemizde uyuşturucuya başlama vakalarının en çok görüldüğü yerler, ne yazık ki okul çevreleri. Veliler çocuklarını güvenle okula gönderiyor, ancak o çocukların gün içinde kimlerle karşılaşacağını, sosyal medyanın, sokakların ya da yanlış arkadaş çevresinin tuzağına düşüp düşmeyeceğini kimse bilemiyor.
Bir yanda umutla bakan genç gözler…
Diğer yanda o umutları söndürmeye çalışan karanlık bir tehlike: Uyuşturucu satıcıları.
Unutmayalım; onlar sadece madde değil, hayat çalıyorlar.
Madde bağımlısı gençlerimize sırtımızı dönmemeliyiz.
Onlara şefkatle yaklaşmalı, tedavi olmaları için destek olmalıyız. Çünkü her bağımlı genç, yeniden kazanılabilecek bir hayat demektir.
Yetkili kurumlar, sivil toplum kuruluşları ve aileler bu konunun üzerine kararlılıkla gitmelidir.
Artık sessiz kalamayız.
Bu sadece emniyetin, okulun veya ailenin sorumluluğu değil; bu toplumun tamamının görevidir.
Bir genç kaybolduğunda, bir aile değil… bir şehir, bir ülke eksiliyor.
Batman İl Emniyet Müdürlüğü Narkotik Suçlarla Mücadele Şube ekipleri, öğrencilerimizin güvenliği için okul çevrelerinde sıkı denetimlerini sürdürüyor. Birçok okulda yapılan kontrollerde olumsuz bir duruma rastlanmadı. Bu sevindirici bir gelişme — ama yeterli değil.
Çünkü bu mücadele, her gün, her okulda, her sokakta sürmeli.
Anne babalar…
Çocuklarınızın arkadaş çevresini tanıyın, onlarla konuşun, dinleyin.
Öğretmenler…
Bir öğrencinizin davranışlarında değişim fark ederseniz, görmezden gelmeyin.
Bazen bir fark ediş, bir hayat kurtarabilir.
Emniyet ekipleri hemen hemen her gün kilolarca madde yakalıyor, ama bu illet hala bitmiyor. Çünkü uyuşturucuyla mücadele sadece yakalamakla değil; fark etmekle, korumakla, sahip çıkmakla olur.
Ve bizler…
Sokakta, parkta, okul yolunda bir genç görürsek, görmezden gelmeyelim.
Uyuşturucu, bir kişinin değil, bir neslin geleceğini karartır.
Gelin, el ele verelim…
Bu karanlığa birlikte “dur” diyelim.
Çünkü her gencimiz, bu şehrin, bu ülkenin, bu toprağın umudu ve geleceğidir.
Ve biz o geleceği korumak zorundayız.