Gün geçmiyor ki bir değil, bin yaşıma daha girmeyeyim!
Pes demeyeyim…
Yav kardeşim, el insaf demeyeyim…
Hatta çıldırmayalım!
Bir çay…
Bildiğiniz çay yahu!
Çay ocaklarında 10 tl’ye içtiğimiz çay işte..
Vazgeçilmezimiz!
Ancak nedense, adı büyük markalar altındaki mekanlarda satılan çayın fiyatı ne biliyor musunuz?
65 tl!
Evet, evet yanlış anlamadınız haaa… 65…
Hem de sadece bir ince belli bardak!
İŞTE BU!
Bunun maliyeti nedir, ne olabilir ki?
Çay fabrikasının sahibinden milyonlarca kat fazla kazanmak demek…
Yani bir yerden sonraki haram kazanç demek…
Bir yaşlı amca bir emekli ya da bir asgari ücretlinin kazara oralarda oturup hesabı istediğini düşünsenize…
Küçük dilini yutar!
‘Hık’ diye gider, maazallah! Nasıl gitmesin ki?
Bu nedir arkadaş! Daha geçen gün Ahlat’ta 5 Tl’ye çay içtim.
Eee peki neyin havası, neyin farkı, hangi tatil beldesinin hesabı bu?
Yani bu şehir bu fiyatlardan dolayı iyice zıvanadan çıkıyor!
Yaşanılası olmaktan çıkıyor!
Eğer bizim küçük çay ocaklarımızda 10 tl’ye satılıp kurtarıyorsa…
Buralarda neden bu kadar pahalı?
Sizin çayınız zemzem mi? Yoksa Abı hayat mı?
İşte soruyoruz kardeşim…
Maliyeti 5 tl olmayan bu çaydan 10-15 kat kazanma hırsının mantığı nedir?
Bunun gider ve masraflarla da hiçbir alakası olamaz!
Zira havaalanı fiyatlarını geçen bu yerlere acil denetleme istiyor…
Tek bir vatandaşımızın dahi adisyonla kriz geçirmesini kabul edemiyoruz, artık!
Acil hem de çok acil…
