TÜRMOB Kurul Üyesi Hayrettin Başaran, mali müşavirlere yeşil pasaport verilmesinin mesleğin ekonomik ve kamusal rolünü güçlendireceğini belirterek, bu adımın uluslararası alanda Türkiye’nin rekabet gücünü artıracağını söyledi.
TÜRMOB Ücret Tespit ve Mesleki Hizmetleri Geliştirme Kurul Üyesi Hayrettin Başaran, Serbest Muhasebeci Mali Müşavirler ile Yeminli Mali Müşavirlerin 10 yıl görev yapmış olmaları halinde yeşil pasaport alabilmesini öngören kanun teklifine ilişkin bir basın açıklaması yaptı. Başaran, mali müşavirlere yeşil (hususi) pasaport verilmesinin mesleğin ulusal ve uluslararası düzeydeki önemini yansıttığını belirterek, şu ifadeleri kullandı: “Mali Müşavirlere yeşil pasaport (hususi pasaport) verilmesi, mesleklerinin ülke ekonomisine katkıları, uluslararası iş yapma kapasiteleri ve kamusal rollerine dayalı olarak haklı bir talep olarak değerlendirilmelidir. Mali müşavirlere yeşil pasaport verilmesinin gerekçeleri; ülke ekonomisine katkı ve kamusal rolümüz, vergi sisteminin işlerliğini sağlamamız, işletmelerin finansal sağlığını güçlendirmemiz, ekonomik istikrar ve şeffaflığa katkımız, girişimcilik ve yatırım ekosistemini desteklememiz, toplumsal refah ve vergi bilinçlendirmesine katkımız, büyüme ve istihdama katkımız, ekonomik dalgalanmalarda işletmelere yol göstermemiz ve kriz yönetimindeki rolümüzdür. Kamu maliyesine destek veriyor, vergi gelirlerinin düzenli toplanması ve kamu harcamalarının finanse edilmesi için vazgeçilmez bir rol oynuyoruz.
Mali müşavirler, ülke ekonomisinin hem mikro (işletme) hem de makro (devlet) düzeyde düzgün işleyişi için bir köprü görevi görür. Vergi sisteminin omurgasını oluştururken, işletmelerin büyümesini ve toplumun bilinçlenmesini sağlarlar.” Başaran, bu talebin yalnızca bir ayrıcalık değil, mesleğin ekonomik katkısının tanınması anlamına geldiğini vurgulayarak, “Mali müşavirlere yeşil pasaport verilmesi hem mesleğin ekonomik katkısının tanınması hem de uluslararası alanda daha etkin olmalarını sağlamak açısından mantıklı bir adımdır. Bu talep, devletin meslek gruplarına verdiği değeri göstermesi ve Türkiye’nin küresel ekonomideki rekabet gücünü artırması için bir fırsat olarak görülebilir.” dedi.