“Bir hayra vesile olan, o hayrı işlemiş gibidir.” (Tirmizî)
Hayatta bazı insanlar vardır; sadece iz bırakmaz, dua olur, umut olur, istikamet olur…
İşte ben de böyle bir adamla, Mustafa Bulut hocamla aynı yolda yürümüş bir gönüllü olarak yazıyorum bu satırları.
Yıllardır süren Yedi Başak yolculuğunda bir gönül neferi gibi önde yürüyen Mustafa hocamla, mazlumların duasını omuzladık. Suriye’de yetimlerle göz göze geldik, ihtiyaç sahiplerine umut taşıyan araçlarımızı birlikte hazırladık.
O günlerden birinde, Suriye’den Gaziantep’e dönerken arabada ettiği o sohbeti yıllardır yüreğimde taşırım.
Bana bir hikâye anlattı:
“Bir kardeşimiz vardı, dava ehli, istikamet sahibi… Bir gün geldi, dedi ki:
‘Hocam, bir fabrikaya ortak olacağım.’
Ben de ‘Sen bilirsin kardeşim, Rabbim hayırlı eylesin.’ dedim.
Sonra aynı kardeş tekrar geldi:
‘Hocam, ben ortaklıktan ayrıldım.’
Yine ‘Sen bilirsin.’ dedim ama içimden merak ettim.
Bir gün oturduk, sordum:
‘Neden ayrıldın?’
Gülümsedi, dedi ki:
‘Kazanç güzel hocam, elhamdülillah… Ama baktım ki ibadetlerim sekteye uğruyor. Sabah namazıma, teheccüdüme, huşûma engel oluyor. Bir yerde dünya beni çekmeye başladı. Anladım ki para kazandıkça Rabbime olan bağlılığım azalıyor gibi. Ben de ayrıldım.’”
İşte dava adamı böyle olunur.
Kazanç değil rıza, rahat değil sorumluluk, dünya değil ahiret önceliğiyle…
Bir Gönül Yolculuğu
Mustafa hocamı anlatmak kolay değil.
O yalnızca bir başkan değil, bu davanın yükünü omuzlayan bir “iman yolcusu” idi.
Kalbini ümmete açan, gözyaşını yetimlerle paylaşan, gecesini dualarla örüp gündüzünü sofralara taşıyan bir dava eri…
Onunla bir arada olmak sadece yardım taşımak değildi;
bir duruş öğrenmekti, bir teslimiyet görmekti
ve en önemlisi “dünyanın değil, Rabbin memnuniyetinin” peşinden koşmayı öğrenmekti.
Yedi Başak sadece bir dernek değil;
bir medeniyet izidir.
Ve bu iz, en derin şekilde onun adımlarıyla belirginleşmiştir.
Emanet Emin Ellere Geçti
Görevler biter, bayraklar devredilir.
Ama kalpten yapılan hiçbir iş unutulmaz.
Olağanüstü Genel Kurul ile Mustafa hocam görevini teslim etti.
Yeni başkan Av. İsmet Yıldırım Bey’e dua ediyoruz.
O da yıllardır bu hizmetin mutfağında, sahasında olan biri…
İnanıyoruz ki dava bilincini, istikamet çizgisini sürdürecektir.
Ama biliyoruz ki Mustafa Bulut ismi,
bir görevin değil, bir gayenin temsilcisidir.
O görevden ayrıldı belki, ama kalplerden, dualardan asla…
Dava Bitmez, Sadece Ehlini Bulur
Hasan el-Benna’ya sormuşlar:
“Bu davayı ne zaman bırakacaksın?”
O da cevap vermiş:
“Ne zaman öleceğimi bilmiyorum ki…”
İşte dava şuuruyla yaşayanlara ne güzel örnek…
Yarınlar, yorgun olanların değil,
rahatından vazgeçenlerin olacaktır.
Tıpkı Mustafa hocam gibi,
rahatı değil ümmeti tercih edenlerin olacaktır.
Son Söz: Dua ile…
Ey güzel insan,
Her iyilikte senin emeğin var,
Her tebessümde senin izini görüyoruz.
Ben bir gönüllü olarak şahidim:
Sen mazlumların duasında, yetimlerin kalbindesin.
Allah senden razı olsun hocam.
Rabbim, dava bilincini bizlere de nasip etsin.
Adımlarımızı senin gibi istikamet üzere eylesin.
Selam olsun gönül ehline,
Selam olsun dert taşıyanlara,
Selam olsun davaya ömrünü adayanlara…