Ekmen: “Asgari ücret taban olmaktan çıktı”

Asgari ücretlinin alım gücünün her geçen gün daha da düştüğünü vurgulayan Ekmen, Meclis’te yapılan bütçe tartışmalarının milyonlarca vatandaş tarafından yakından izlendiğini belirterek, “Asgari ücretli artık geçinmeye değil, ayakta kalmaya çalışıyor. Satın alma gücü her geçen gün biraz daha eriyor” dedi.

Ekmen, gıda, giyim, barınma ve ulaşım gibi temel ihtiyaçların dahi lüks haline geldiğini ifade ederek, “Elbiselerin aile içinde el değiştirdiği, tadilat yapılarak kullanıldığı, yılda bir kıyafet almanın bile zorlaştığı bir dönemden geçiyoruz” diye konuştu. Yaklaşık 10 milyon kişinin asgari ücretle çalıştığını hatırlatan Ekmen, “Asgari ücret artık taban değil, genel ücrete dönüşmüş durumda. Nitelikli ve niteliksiz emek arasındaki fark silikleşti” ifadelerini kullandı.

“Bir çocuk için okul yemeği 4.400 lirayı buluyor”

Asgari ücretli ailelerin özellikle çocukların eğitim giderleri karşısında zorlandığını belirten Ekmen, “İki çocuklu bir ailenin, özellikle çocukları okula gidiyorsa, tek maaşla ay sonunu getirmesi neredeyse imkânsız” dedi.

Okul kantinlerindeki fiyatlara dikkat çeken Ekmen, “Bir okulda tost 60 lira, su 10 lira, öğle yemeği 210 lira. Bir çocuğun 22 gün boyunca okulda yemek yemesinin bedeli 4.400 liraya ulaşıyor. Soru açık: Asgari ücretli, hatta memur çocukları her gün okulda yemek yiyebiliyor mu?” diye sordu.

“Asgari ücretli devletten yüzde 15 alacaklı”

Geçen yıl hedeflenen enflasyona göre yapılan artışın ciddi hak kaybı yarattığını belirten Ekmen, “Sadece bu hesaplama farkı nedeniyle her asgari ücretli devletten yüzde 15 alacaklı hale gelmiştir. Asgari ücretli zammı daha yılın ilk aylarında tüketmiştir” dedi.

Market fiyatlarından örnekler veren Ekmen, “1 kilo dana kıyma 785 lira, süt 45 lira, bebek maması 700 liraya dayanmış durumda. Bu fiyatlarla asgari ücretli ne yiyecek, ne içecek?” ifadelerini kullandı.

“Kira asgari ücretin tamamını götürüyor”

Büyükşehirlerde ortalama kiraların 22 bin liraya yaklaştığını söyleyen Ekmen, “Bu rakam neredeyse net asgari ücretin tamamına denk geliyor. Asgari ücretli bekar ise ev arkadaşı bulmak zorunda kalıyor” dedi.

Son iki yıldır asgari ücretin gerçekleşen enflasyona göre değil, beklentiye göre belirlendiğini vurgulayan Ekmen, “Geçmiş yılların kayıpları telafi edilmeden yapılacak her artış, asgari ücretliyi sistematik biçimde yoksullaştırmaktadır” değerlendirmesinde bulundu.

“33.157 lira rastgele bir rakam değil”

DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan’ın açıkladığı asgari ücret teklifine de değinen Ekmen, “33.157 liralık teklif rastgele telaffuz edilmiş bir rakam değildir. Geçmişten gelen yüzde 15’lik kayıp, bu yılın enflasyonu ve en az yüzde 5 refah payı dikkate alınarak hesaplanmıştır” dedi.

Bu hesabın TÜİK verileri esas alınarak yapıldığını belirten Ekmen, “Gerçek hayat pahalılığı dikkate alındığında bu rakam bile tartışmalıdır, ancak vatandaşın insanca yaşayabilmesi için minimum düzeydir” ifadelerini kullandı.

“Asgari ücret artışı enflasyonun sebebi değildir”

Geçmiş yıllardaki uygulamalara dikkat çeken Ekmen, “2003’te enflasyon yüzde 18 iken asgari ücrete yüzde 37,5 zam yapıldı, 2008’de enflasyon yüzde 10 iken yüzde 19,8 artış sağlandı. Demek ki doğru yönetildiğinde asgari ücret artışı enflasyonu artırmıyor” dedi.

Normale dönüş için üç adım gerektiğini söyleyen Ekmen, “Ehliyetli kadrolar, yolsuzluktan arınma ve hukuk merkezli bir yönetim anlayışıyla bu denge sağlanabilir” diye konuştu.

“Her şey tek bir kişiye indirgenirse sonuç alınamaz”

Ekonomik başarının tek bir kişiye bağlı olmadığını vurgulayan Ekmen, “İyi insanlar işlerini iyi yaptılar. Eğer her şeyi tek bir merkeze, tek bir kişiye indirgerseniz, 10 Nobel ödüllü iktisatçı da getirseniz sonuç alamazsınız” ifadelerini kullandı.

Konuşmasını değerlendirme ile tamamlayan Ekmen, “2002-2015 döneminde yakalanan görece refah tesadüf değildir. Hukuk, güven ve akıl eksenli yönetim yeniden tesis edilmeden bu sorunlar çözülemez” dedi.